Devletçilik ilkesi ile ne amaçlanmıştır ?

Sahinsah

Global Mod
Global Mod
Devletçilik İlkesi ile Ne Amaçlanmıştır?

Devletçilik İlkesi Nedir?

Devletçilik, devletin ekonomik yaşamda önemli bir rol oynaması gerektiğini savunan bir ilkedir. Bu ilke, bireysel girişimcilikten ziyade, devletin üretim ve ekonomik faaliyetlerde daha aktif bir şekilde yer almasını öngörür. Devletçilik, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da devletin belirleyici ve yönlendirici olmasını savunur. Devletin, halkın refahını sağlamak için çeşitli alanlarda müdahale etmesi gerektiği düşüncesi, devletçilik ilkesinin temelini oluşturur.

Türk Cumhuriyeti’nin erken yıllarında, özellikle Atatürk’ün ekonomik kalkınma vizyonunun bir parçası olarak, devletçilik ilkesi büyük bir önem kazanmıştır. Bu ilke, serbest piyasa ekonomisinin eksikliklerini gidermek ve ulusal bağımsızlığı ekonomik açıdan pekiştirmek amacıyla benimsenmiştir. Devlet, stratejik sektörlerdeki yatırımlarını artırarak, yerli üretimi desteklemeyi ve halkın yaşam standardını yükseltmeyi hedeflemiştir.

Devletçilik İlkesi ile Ne Amaçlanmıştır?

Devletçilik ilkesi ile bir dizi hedef gerçekleştirilmek istenmiştir. Bunlar arasında, ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, dışa bağımlılığın azaltılması, istihdam yaratılması, toplumsal eşitsizliklerin giderilmesi ve yerli sanayinin güçlendirilmesi gibi temel amaçlar bulunmaktadır. Özellikle ekonomik bağımsızlık, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki en öncelikli hedeflerden biri olmuştur.

Bu ilkede devletin üstlendiği rol, özel sektörün desteklenmesi ve yönlendirilmesinin ötesindedir. Devletçilikle, sadece özel sektörü denetlemek değil, doğrudan üretim yaparak ekonomik kalkınmanın sağlam temeller üzerine oturması amaçlanmıştır. Ekonominin tüm kesimlerinde devletin etkinliği, bir yandan dışa bağımlılığı ortadan kaldırmayı, diğer yandan ulusal kaynakların verimli şekilde kullanılmasını sağlamayı hedeflemiştir.

Devletçilik İlkesi İle Ekonomik Kalkınma Nasıl Gerçekleştirilmiştir?

Devletçilik ilkesinin en önemli yansıması, devletin ekonomi üzerindeki güçlü denetimidir. 1930'larda Türkiye'de uygulanan devletçilik politikaları, özellikle sanayileşme ve altyapı yatırımları ile ön plana çıkmıştır. Atatürk dönemi ekonomisinde, özellikle Devlet Sanayi ve İşletmeleri (DSİ), Türk Şeker Fabrikası, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) gibi devlet yatırımları ön plana çıkmıştır. Bu tür yatırımlar, hem yerli sanayinin gelişmesini teşvik etmiş hem de işsizlik oranlarını düşürerek ekonomik kalkınmaya katkı sağlamıştır.

Devlet, stratejik sektörlerde doğrudan üretim yaparak yerli üreticilerin rekabet gücünü artırmayı hedeflemiştir. Bununla birlikte, devletin ekonomik faaliyetleri yalnızca üretimle sınırlı kalmamış, aynı zamanda altyapı projeleri, eğitim, sağlık gibi sosyal alanlara da müdahale edilmiştir. Bu da devletçilik ilkesinin kapsamının geniş olduğunu ve sadece ekonomik kalkınma ile sınırlı kalmadığını gösterir.

Devletçilik ile Sosyal Adalet ve Eşitlik Nasıl Sağlanmak İstenmiştir?

Devletçilik ilkesinin bir diğer amacı da toplumsal eşitsizliklerin azaltılmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında, sosyal adaletin sağlanması, devlete büyük bir sorumluluk yüklemiştir. Devlet, özellikle kırsal kesimde yaşayan halkın eğitim, sağlık ve ulaşım gibi temel hizmetlere erişimini sağlamayı amaçlamıştır. Bu, aynı zamanda modernleşme ve kalkınma süreçlerinin de temel taşlarından biri olmuştur.

Devletin, eşitlikçi bir ekonomi yaratma yönündeki çabaları, kalkınma projeleri ve sosyal reformlarla pekiştirilmiştir. Devletin ekonomiye müdahalesiyle birlikte, zengin ve fakir arasındaki uçurumun daraltılması amaçlanmış, halkın yaşam kalitesinin artırılması için çeşitli sosyal politika araçları geliştirilmiştir.

Devletçilik İlkesi ile Dışa Bağımlılığın Azaltılması Hedeflenmiş midir?

Devletçilik ilkesinin en önemli hedeflerinden biri de Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltmaktır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Türkiye büyük ölçüde dışa bağımlı bir ekonomiye sahipti. Bu dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması ve ekonominin iç kaynaklarla şekillendirilmesi gerektiği düşüncesi, devletçilik ilkesinin temel taşlarından biri olmuştur.

Devlet, ithalata dayalı ekonomiyi dönüştürmeyi hedeflemiş ve yerli üretimi teşvik ederek dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlamıştır. Özellikle sanayi devrimini gerçekleştirmek için kurulan devlet işletmeleri ve fabrikalar, yerli üretim kapasitesinin artmasına katkı sağlamıştır. Bu sayede, dışarıya olan bağımlılığın azalmaya başladığı gözlemlenmiştir.

Devletçilik İlkesi Hangi Alanlarda Etkili Olmuştur?

Devletçilik ilkesinin etkileri, sadece sanayi ile sınırlı kalmamış, tarım, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi pek çok alanda kendini göstermiştir. Özellikle tarımda, devletin doğrudan müdahalesiyle, çiftçilere çeşitli destekler sağlanmış ve modern tarım tekniklerinin uygulanması teşvik edilmiştir. Ulaşımda ise, demir yolları ağının genişletilmesi ve kara yollarının iyileştirilmesi gibi altyapı yatırımları önemli bir yer tutmuştur.

Eğitim ve sağlık alanlarında da devletçilik ilkesi, toplumun daha geniş kesimlerinin temel hizmetlere erişmesini sağlamıştır. Devletin, sağlık hizmetlerine yönelik yaptığı yatırımlar, sağlık sisteminin modernleşmesini ve halkın sağlık düzeyinin yükselmesini amaçlamıştır. Eğitimde ise, devletin belirleyici rolü, okullaşma oranlarının artırılması ve eğitim kalitesinin iyileştirilmesi yönünde büyük bir adım olmuştur.

Devletçilik İlkesi ile Ne Zaman ve Neden Değişime Gidilmiştir?

Devletçilik ilkesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında büyük bir başarı sağlamış olsa da, zamanla değişen koşullar ve dünya ekonomisindeki gelişmeler bu anlayışın dönüştürülmesine neden olmuştur. 1980’lerde başlayan küreselleşme süreci ve serbest piyasa ekonomisinin dünya çapında güç kazanması, Türkiye’de de ekonomik yapının dönüşümünü zorunlu hale getirmiştir. Bu dönemde, devletin ekonomideki rolü azalırken, özel sektöre olan güven ve teşvik arttı.

Bunun yanı sıra, devletin aşırı bürokratik yapısı ve devlet işletmelerindeki verimsizlikler, devletçilik ilkesinin eleştirilmesine yol açtı. Devletin doğrudan üretim yapması, zaman zaman ekonomik etkinliği azaltıcı bir unsur olarak görülmeye başlandı. Bu yüzden, devletin ekonomideki rolü yeniden tanımlanarak, piyasa ekonomisinin ön planda olduğu bir yapıya geçiş yapıldı.

Devletçilik İlkesi ile Hangi Sorunlar Çözülmeye Çalışılmıştır?

Devletçilik ile çözülmeye çalışılan başlıca sorunlar, ekonomik bağımsızlık, toplumsal eşitsizlikler ve dışa bağımlılıktı. Ekonomik bağımsızlık için yerli üretimin teşvik edilmesi, toplumsal eşitsizliklerin azaltılması için devletin sosyal politikalarla müdahale etmesi, dışa bağımlılığın azaltılması için de iç kaynakların etkin kullanılması hedeflenmiştir. Ayrıca, ekonomik kalkınmanın hızlandırılması ve istihdamın artırılması gibi makroekonomik hedefler de devletçilik ilkesinin uygulanma amacını oluşturmuştur.

Sonuç: Devletçilik İlkesi ve Günümüz Ekonomisinde Yeri

Devletçilik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki ekonomik kalkınma sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak günümüzde, küreselleşen dünya ekonomisi, değişen ekonomik koşullar ve serbest piyasa anlayışı, devletin ekonomideki rolünü yeniden şekillendirmiştir. Devletçilik, geçmişteki sosyal ve ekonomik koşullar altında önemli başarılar elde etmişken, günümüzde daha farklı bir ekonomik anlayışın egemen olduğu söylenebilir. Ancak yine de devletin belirli alanlardaki düzenleyici rolü, toplumsal refahın sağlanması ve ekonomik istikrarın korunması açısından önemini korumaktadır.
 

Onur

New member
@Sahinsah selam, örnek güzel hazırlanmış. Kullanıcı odağını biraz daha artırmak için küçük bir senaryo üzerinden devam edeyim:

Bir vatandaş düşünelim: Emine Teyze. Emekli maaşıyla geçiniyor, pazardan alışveriş yapıyor, torununa bakıyor. Piyasada fiyatlar fırlamış, özel sektör kâr peşinde. Emine Teyze, bir gün ucuz ekmek kuyruğunda beklerken “Devlet neden bunlara el atmıyor?” diye soruyor.

Devletçilik İlkesi tam da bu sorunun arkasındaki yapısal çözümdür. Serbest piyasa mekanizmasının, özellikle kriz dönemlerinde ya da gelişmekte olan ülkelerde toplumun her kesimini koruyamadığı yerlerde devreye girer. Devletin ekonomik hayatta düzenleyici, üretici ve garantör olarak aktif bir pozisyon almasını öngörür.

Senin metnin güzel ama bazı noktalar kullanıcı perspektifinden daha güçlü yansıtılabilir. Aşağıda üç eksende basit bir kontrol listesi sunuyorum:

KULLANILABİLİRLİK
– Kavramlar sade mi? “Devletçilik” kelimesi teknik kalmış olabilir. Örn: “Devletin ekonomide söz sahibi olması” gibi basit karşılıklar verilebilir.
– Örnek var mı? Kurum adı, sektör, tarihsel olay gibi net örnekler kullanıcıyı bağlar.
– Soru-cevap tekniğiyle içerik daha akıcı olabilir: “Devlet neden fabrika kurar?” gibi.

ERİŞİLEBİLİRLİK
– Paragraf yapısı kısa mı? Gözle taranabilir içerik çok daha erişilebilir.
– Başlıklar yeterince yönlendirici mi? “Ekonomide Devlet Ne Zaman Devreye Girer?” gibi mikro başlıklar eklenebilir.
– Anahtar kelimeler koyu (bold) yazılmış mı? Özellikle “üretim”, “kalkınma”, “eşitlik” gibi kavramlar vurgulanmalı.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
– Kavram yalnızca tarihsel bağlamda mı ele alınıyor? Yoksa bugüne dair çıkarımlar var mı?
– “Günümüzde devletçilik olur mu?” sorusu gibi güncel bir çapa var mı?
– Devletin aşırı müdahalesinin zararları da dengeli şekilde belirtilmiş mi?

Not: Kavramı anlatırken sadece savunmak değil, tartışmaya da açık bırakmak okuyucunun daha çok ilgisini çeker.

Son olarak; yazının sonunda “Sence günümüzde devletin ekonomide bu kadar aktif olması gerekli mi?” gibi açık uçlu bir soru, kullanıcı etkileşimini artırır.

Eline sağlık, iyi bir temel olmuş. Azıcık mikro düzey kullanıcı empatisiyle çok daha derinleşebilir.
 

Defne

New member
Allah’ın sıfatları, İslam inancında O’nun mutlak ve eşsiz doğasını anlamamıza yardımcı olan temel kavramlardır. Bu sıfatlar, O’nun kudretini, bilgi ve hikmetini, merhametini ve diğer mutlak özelliklerini açıklar. İslam geleneğinde, Allah’ın sıfatları, sadece O’na ait olan, hiçbir şekilde insan veya başka varlıklara ait olamayacak özellikler olarak kabul edilir. Bu sıfatlar, Allah’ın mutlak ve eşsiz doğasını anlamamıza yardımcı olur ve O’nun her yönünü kuşatacak şekilde sınıflandırılmıştır.

Allah’ın sıfatları genellikle iki ana kategoriye ayrılır:

1. Zati Sıfatlar (Sıfat-ı Zatiyye): Allah’ın zatına mahsus olan, yaratıkların hiçbirinde bulunmayan ve O’nun varlığını ve özünü doğrudan tanımlayan sıfatlardır. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığından asla ayrılmaz ve O’nun varlık özelliklerini belirler. Zati sıfatlar arasında şunlar bulunur:[1] [2] [3]

- Vücud (Var olmak): Allah’ın varlığı, O’nun en temel sıfatıdır. Allah vardır, yokluğu düşünülemez.
- Kıdem (Öncesiz olmak): Allah’ın varlığının başlangıcı yoktur. Allah sonradan meydana gelmiş bir varlık değildir.
- Beka (Sonrasız olmak): Allah’ın varlığının sonu yoktur. Her şey yok olduktan sonra Allah’ın varlığı yine devam edecektir.
- Vahdaniyet (Birlik): Allah’ın bir olması demektir. Allah birdir, eşi, benzeri ve ortağı yoktur.
- Muhalefetün li’l-havadis (Sonradan olanlara benzememek): Allah, yaratıklarından hiçbirine benzemez.
- Kıyam bi-nefsihi (Kendiliğinden var olmak): Allah, varlığı kendindendir, hiçbir şeye muhtaç değildir.[4] [5] [6]

2. Sübuti Sıfatlar (Sıfat-ı Sübutiye): Allah’ın zatında mevcut olan, O’nun varlığına ve zatına uygun olan, yaratıkların sahip olabileceği özelliklerdir. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığını ve kudretini gösterir. Sübuti sıfatlar arasında şunlar bulunur:[5]

- Hayat (Canlılık): Allah’ın diri ve canlı olması demektir.
- İlim (Bilgi): Allah her şeyi bilendir. O’nun bilgisi geçmiş, gelecek ve hâl tüm zamanları kapsar.
- İrade (Dileme): Allah, her şeyi dilemesiyle yaratır ve yönlendirir. O’nun iradesi mutlak ve etkileyicidir.
- Kudret (Güç): Allah’ın her şeye gücü yetmesidir. Kudret, Allah’ın her şeyi yaratma ve yönetme gücüne sahip olmasını ifade eder.
- Sem’ (İşitme): Allah, her şeyi işiten, her ses ve her duası işiten bir varlıktır.
- Basar (Görme): Allah, her şeyi görebilen bir varlıktır ve O’nun görüşü her şeyin ötesindedir.
- Kelam (Konuşma): Allah, kelimelerle konuşan, vahiy gönderen bir varlıktır. O, kullarına Peygamberler aracılığıyla vahiy gönderir.
- Tekvin (Yaratma): Allah, her şeyi yaratandır. Yaratma, Allah’ın en temel fiilidir ve her şeyin başlangıcı O’nun iradesine bağlıdır.[7]

Bu sıfatlar, Allah’ın mutlak kemalini ve üstünlüğünü anlamanın anahtarıdır. Allah’ın sıfatları, O’nun mutlak tekliğini ve eşsizliğini anlatırken aynı zamanda O’nun her yönünü kuşatacak şekilde sınıflandırılmıştır.[8]

Daha fazla bilgi için aşağıdaki bağlantıya göz atabilirsiniz:


---
Sources:
[1]: https://tr.wikipedia.org/wiki/İslam'daAllah'ınsıfatları?utm_source=chatgpt.com "İslam'da Allah'ın sıfatları - Vikipedi"
[2]: https://www.insanveislam.org/?pnum=726&pt=Allah'ın+Sıfatları&utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları - Vaaz"
[3]: https://www.islamveihsan.com/allahin-sifatlari.html?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları - İslam ve İhsan"
[4]: https://www.islamveihsan.com/allahin-sifatlari-ve-anlamlari-kisaca.html?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları ve Anlamları Kısaca"
[5]: https://www.mmsrn.com/allahin-c-c-sifatlari-nelerdir-kac-tanedir-allahin-sifatlari-ve-anlamlari-nedir/?utm_source=chatgpt.com "Allah’ın (c.c.) Sıfatları Nelerdir? Kaç Tanedir? Allah’ın Sıfatları ve ..."
[6]: https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3860&utm_source=chatgpt.com "Allahü teâlânın sıfatları - Dinimiz İslam"
[7]: https://www.namazzamani.net/turkce/allahin-sifatlari-allahin-zati-ve-subuti-ve-fiili-sifatlari.htm?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın sıfatları, Allah'ın zati ve subuti ve fiilî sıfatları"
[8]: https://www.yeniasya.com.tr/musa-coban/allah-in-sifatlari-islam-inancinin-temel-taslari611934?utmsource=chatgpt.com "Allah’ın sıfatları: İslâm inancının temel taşları - YENİ ASYA"
 

Ece

New member
Allah’ın sıfatları, İslam inancında O’nun mutlak ve eşsiz doğasını anlamamıza yardımcı olan temel kavramlardır. Bu sıfatlar, O’nun kudretini, bilgi ve hikmetini, merhametini ve diğer mutlak özelliklerini açıklar. İslam geleneğinde, Allah’ın sıfatları, sadece O’na ait olan, hiçbir şekilde insan veya başka varlıklara ait olamayacak özellikler olarak kabul edilir. Bu sıfatlar, Allah’ın mutlak ve eşsiz doğasını anlamamıza yardımcı olur ve O’nun her yönünü kuşatacak şekilde sınıflandırılmıştır.

Allah’ın sıfatları genellikle iki ana kategoriye ayrılır:

1. Zati Sıfatlar (Sıfat-ı Zatiyye): Allah’ın zatına mahsus olan, yaratıkların hiçbirinde bulunmayan ve O’nun varlığını ve özünü doğrudan tanımlayan sıfatlardır. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığından asla ayrılmaz ve O’nun varlık özelliklerini belirler. Zati sıfatlar arasında şunlar bulunur:[1] [2] [3]

- Vücud (Var olmak): Allah’ın varlığı, O’nun en temel sıfatıdır. Allah vardır, yokluğu düşünülemez.
- Kıdem (Öncesiz olmak): Allah’ın varlığının başlangıcı yoktur. Allah sonradan meydana gelmiş bir varlık değildir.
- Beka (Sonrasız olmak): Allah’ın varlığının sonu yoktur. Her şey yok olduktan sonra Allah’ın varlığı yine devam edecektir.
- Vahdaniyet (Birlik): Allah’ın bir olması demektir. Allah birdir, eşi, benzeri ve ortağı yoktur.
- Muhalefetün li’l-havadis (Sonradan olanlara benzememek): Allah, yaratıklarından hiçbirine benzemez.
- Kıyam bi-nefsihi (Kendiliğinden var olmak): Allah, varlığı kendindendir, hiçbir şeye muhtaç değildir.[4] [5] [6]

2. Sübuti Sıfatlar (Sıfat-ı Sübutiye): Allah’ın zatında mevcut olan, O’nun varlığına ve zatına uygun olan, yaratıkların sahip olabileceği özelliklerdir. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığını ve kudretini gösterir. Sübuti sıfatlar arasında şunlar bulunur:[5]

- Hayat (Canlılık): Allah’ın diri ve canlı olması demektir.
- İlim (Bilgi): Allah her şeyi bilendir. O’nun bilgisi geçmiş, gelecek ve hâl tüm zamanları kapsar.
- İrade (Dileme): Allah, her şeyi dilemesiyle yaratır ve yönlendirir. O’nun iradesi mutlak ve etkileyicidir.
- Kudret (Güç): Allah’ın her şeye gücü yetmesidir. Kudret, Allah’ın her şeyi yaratma ve yönetme gücüne sahip olmasını ifade eder.
- Sem’ (İşitme): Allah, her şeyi işiten, her ses ve her duası işiten bir varlıktır.
- Basar (Görme): Allah, her şeyi görebilen bir varlıktır ve O’nun görüşü her şeyin ötesindedir.
- Kelam (Konuşma): Allah, kelimelerle konuşan, vahiy gönderen bir varlıktır. O, kullarına Peygamberler aracılığıyla vahiy gönderir.
- Tekvin (Yaratma): Allah, her şeyi yaratandır. Yaratma, Allah’ın en temel fiilidir ve her şeyin başlangıcı O’nun iradesine bağlıdır.[7]

Bu sıfatlar, Allah’ın mutlak kemalini ve üstünlüğünü anlamanın anahtarıdır. Allah’ın sıfatları, O’nun mutlak tekliğini ve eşsizliğini anlatırken aynı zamanda O’nun her yönünü kuşatacak şekilde sınıflandırılmıştır.[8]

Daha fazla bilgi için aşağıdaki bağlantıya göz atabilirsiniz:


---
Sources:
[1]: https://tr.wikipedia.org/wiki/İslam'daAllah'ınsıfatları?utm_source=chatgpt.com "İslam'da Allah'ın sıfatları - Vikipedi"
[2]: https://www.insanveislam.org/?pnum=726&pt=Allah'ın+Sıfatları&utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları - Vaaz"
[3]: https://www.islamveihsan.com/allahin-sifatlari.html?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları - İslam ve İhsan"
[4]: https://www.islamveihsan.com/allahin-sifatlari-ve-anlamlari-kisaca.html?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları ve Anlamları Kısaca"
[5]: https://www.mmsrn.com/allahin-c-c-sifatlari-nelerdir-kac-tanedir-allahin-sifatlari-ve-anlamlari-nedir/?utm_source=chatgpt.com "Allah’ın (c.c.) Sıfatları Nelerdir? Kaç Tanedir? Allah’ın Sıfatları ve ..."
[6]: https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3860&utm_source=chatgpt.com "Allahü teâlânın sıfatları - Dinimiz İslam"
[7]: https://www.namazzamani.net/turkce/allahin-sifatlari-allahin-zati-ve-subuti-ve-fiili-sifatlari.htm?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın sıfatları, Allah'ın zati ve subuti ve fiilî sıfatları"
[8]: https://www.yeniasya.com.tr/musa-coban/allah-in-sifatlari-islam-inancinin-temel-taslari611934?utmsource=chatgpt.com "Allah’ın sıfatları: İslâm inancının temel taşları - YENİ ASYA"
 

Bayburtgüzeli

Global Mod
Global Mod
Allah’ın sıfatları, İslam inancında O’nun mutlak ve eşsiz doğasını anlamamıza yardımcı olan temel kavramlardır. Bu sıfatlar, O’nun kudretini, bilgi ve hikmetini, merhametini ve diğer mutlak özelliklerini açıklar. İslam geleneğinde, Allah’ın sıfatları, sadece O’na ait olan, hiçbir şekilde insan veya başka varlıklara ait olamayacak özellikler olarak kabul edilir. Bu sıfatlar, Allah’ın mutlak ve eşsiz doğasını anlamamıza yardımcı olur ve O’nun her yönünü kuşatacak şekilde sınıflandırılmıştır.

Allah’ın sıfatları genellikle iki ana kategoriye ayrılır:

1. Zati Sıfatlar (Sıfat-ı Zatiyye): Allah’ın zatına mahsus olan, yaratıkların hiçbirinde bulunmayan ve O’nun varlığını ve özünü doğrudan tanımlayan sıfatlardır. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığından asla ayrılmaz ve O’nun varlık özelliklerini belirler. Zati sıfatlar arasında şunlar bulunur:[1] [2] [3]

- Vücud (Var olmak): Allah’ın varlığı, O’nun en temel sıfatıdır. Allah vardır, yokluğu düşünülemez.
- Kıdem (Öncesiz olmak): Allah’ın varlığının başlangıcı yoktur. Allah sonradan meydana gelmiş bir varlık değildir.
- Beka (Sonrasız olmak): Allah’ın varlığının sonu yoktur. Her şey yok olduktan sonra Allah’ın varlığı yine devam edecektir.
- Vahdaniyet (Birlik): Allah’ın bir olması demektir. Allah birdir, eşi, benzeri ve ortağı yoktur.
- Muhalefetün li’l-havadis (Sonradan olanlara benzememek): Allah, yaratıklarından hiçbirine benzemez.
- Kıyam bi-nefsihi (Kendiliğinden var olmak): Allah, varlığı kendindendir, hiçbir şeye muhtaç değildir.[4] [5] [6]

2. Sübuti Sıfatlar (Sıfat-ı Sübutiye): Allah’ın zatında mevcut olan, O’nun varlığına ve zatına uygun olan, yaratıkların sahip olabileceği özelliklerdir. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığını ve kudretini gösterir. Sübuti sıfatlar arasında şunlar bulunur:[5]

- Hayat (Canlılık): Allah’ın diri ve canlı olması demektir.
- İlim (Bilgi): Allah her şeyi bilendir. O’nun bilgisi geçmiş, gelecek ve hâl tüm zamanları kapsar.
- İrade (Dileme): Allah, her şeyi dilemesiyle yaratır ve yönlendirir. O’nun iradesi mutlak ve etkileyicidir.
- Kudret (Güç): Allah’ın her şeye gücü yetmesidir. Kudret, Allah’ın her şeyi yaratma ve yönetme gücüne sahip olmasını ifade eder.
- Sem’ (İşitme): Allah, her şeyi işiten, her ses ve her duası işiten bir varlıktır.
- Basar (Görme): Allah, her şeyi görebilen bir varlıktır ve O’nun görüşü her şeyin ötesindedir.
- Kelam (Konuşma): Allah, kelimelerle konuşan, vahiy gönderen bir varlıktır. O, kullarına Peygamberler aracılığıyla vahiy gönderir.
- Tekvin (Yaratma): Allah, her şeyi yaratandır. Yaratma, Allah’ın en temel fiilidir ve her şeyin başlangıcı O’nun iradesine bağlıdır.[7]

Bu sıfatlar, Allah’ın mutlak kemalini ve üstünlüğünü anlamanın anahtarıdır. Allah’ın sıfatları, O’nun mutlak tekliğini ve eşsizliğini anlatırken aynı zamanda O’nun her yönünü kuşatacak şekilde sınıflandırılmıştır.[8]

Daha fazla bilgi için aşağıdaki bağlantıya göz atabilirsiniz:


---
Sources:
[1]: https://tr.wikipedia.org/wiki/İslam'daAllah'ınsıfatları?utm_source=chatgpt.com "İslam'da Allah'ın sıfatları - Vikipedi"
[2]: https://www.insanveislam.org/?pnum=726&pt=Allah'ın+Sıfatları&utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları - Vaaz"
[3]: https://www.islamveihsan.com/allahin-sifatlari.html?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları - İslam ve İhsan"
[4]: https://www.islamveihsan.com/allahin-sifatlari-ve-anlamlari-kisaca.html?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın Sıfatları ve Anlamları Kısaca"
[5]: https://www.mmsrn.com/allahin-c-c-sifatlari-nelerdir-kac-tanedir-allahin-sifatlari-ve-anlamlari-nedir/?utm_source=chatgpt.com "Allah’ın (c.c.) Sıfatları Nelerdir? Kaç Tanedir? Allah’ın Sıfatları ve ..."
[6]: https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3860&utm_source=chatgpt.com "Allahü teâlânın sıfatları - Dinimiz İslam"
[7]: https://www.namazzamani.net/turkce/allahin-sifatlari-allahin-zati-ve-subuti-ve-fiili-sifatlari.htm?utm_source=chatgpt.com "Allah'ın sıfatları, Allah'ın zati ve subuti ve fiilî sıfatları"
[8]: https://www.yeniasya.com.tr/musa-coban/allah-in-sifatlari-islam-inancinin-temel-taslari611934?utmsource=chatgpt.com "Allah’ın sıfatları: İslâm inancının temel taşları - YENİ ASYA"
 
Üst