Kaan
New member
Uçak Rezervasyonu Ücretli mi? Cevaptan Çok Bir Hikâye Paylaşmak İstiyorum…
Selam forumdaşlar,
Bugün size basit bir sorunun peşinden giderken karşılaştığım, içimi ısıtan ama bir yandan da düşündüren bir hikâyeyi anlatmak istiyorum: “Uçak rezervasyonu ücretli mi?”
Biliyorum, bu soru normalde müşteri hizmetlerine sorulup 3 saniyede alınan bir yanıt olabilir. Ama bazen sorular cevaptan çok daha fazlasını taşır. Çünkü bu soruyu soran kişiyle, bu soruya verilen yanıt arasında bir hikâye varsa, işte orada hayat başlar.
Bu hikâye, iki farklı yaklaşımı temsil eden iki güzel insanın—biri çözüm odaklı bir mühendis, diğeri duygusal zekâsı yüksek bir sosyal hizmet uzmanının—gözünden anlatılıyor. Belki siz de kendinizden bir şeyler bulursunuz.
---
Ali: Planlayan, Hesaplayan, Kafası Sürekli Meşgul
Ali, otuzlarının başında, Ankara’da bir teknoloji firmasında çalışan bir sistem mühendisi. Hayatı Excel tabloları gibi: düzenli, sütunlara ayrılmış, filtrelenmiş. Tatil planları yaparken bile Google Sheets’te karşılaştırmalı analiz yapıyor.
Sevgilisi Zeynep'le ilk yurtdışı tatilini planlıyorlar. Paris’e gitmeyi düşünüyorlar ama Ali'nin zihninde bin bir hesap:
- Bilet fiyatları ne zaman düşer?
- Aktarmalı mı, direkt mi daha ekonomik?
- Uçak rezervasyonu ücretsiz mi, yoksa “şirketlerin gizli kazanç taktiği” mi var işin içinde?
Bir gece, uçak biletlerine bakarken Zeynep’e dönüp ciddi bir ses tonuyla soruyor:
“Bak, bu rezervasyonu yaparsam ücret alıyorlar mı? Hani bazı siteler tutar, sonra karttan para çeker ya gizliden…”
---
Zeynep: Hissettiğiyle Bağ Kuran, İnsana Dokunan
Zeynep ise Ali’nin tam zıddı. İnsan odaklı bir dünyası var. Sosyal hizmet uzmanı. İşi gereği her gün onlarca farklı insanın hikâyesine şahit oluyor. Rezervasyonun ücretli olup olmamasından çok, bu tatilin onlara ne hissettireceğiyle ilgileniyor.
Gülümsüyor, Ali’ye yaklaşıyor.
“Ali... o kadar şey düşünüp yorma kendini. Bu tatili birlikte planlıyoruz ya, bana en güzel kısmı o.”
Ali içten içe rahatlıyor. Ama “veri doğrulaması” da yapmadan duramıyor. Siteleri tarıyor, müşteri yorumlarını okuyor, havayollarının rezervasyon politikalarını kıyaslıyor. Nihayet bir sonuç çıkıyor:
Bazı firmalarda rezervasyon ücretsiz; bazıları ise rezervasyon adı altında ücreti hemen kesiyor ya da zaman aşımı sonrası otomatik biletleme yapıyor.
Ama Zeynep hâlâ onun yüzüne bakıyor, ekranın değil. Çünkü Zeynep için o rezervasyon, sadece bir işlem değil.
Birlikte gidecekleri ilk şehir, birlikte yaşayacakları ilk yabancı sokak, ilk yabancı kafe, ilk uçak koltuğu.
---
Birlikte Verilen Karar: Bilgiyi Hisle Birleştirmek
Ali, sonunda en uygun havayolunu buluyor. Online rezervasyon formuna giriyor. “Rezervasyon ücretsizdir, 24 saat içinde ödeme yapılmazsa iptal edilir” yazıyor.
Başını kaldırıp Zeynep’e dönüyor:
“Tamam, rezervasyonu şimdi yapıyorum. Ücretsizmiş. Ama 24 saatte bilet almazsak boşa gidecek.”
Zeynep gözlerini kısarak soruyor:
“Boşa mı gidecek, yoksa belki de gitmesi gereken bir plandı mıydı?”
Ali ilk kez durup düşünüyor. Zeynep’in kastettiği şey, plan değil, hayatın akışı. Her şeyin planla gitmediği, ama hissederek yaşandığında daha anlamlı olduğu gerçeği.
Ve o anda karar veriyorlar:
- Rezervasyonu yapıyorlar.
- 3 saat içinde bileti de alıyorlar.
- Paris biletleri ellerinde, ama en değerli şey bilet değil: birlikte verdikleri karar.
---
Uçak Rezervasyonu Gerçekten Ücretli mi?
Kısa ve teknik cevap:
Hayır, birçok havayolu rezervasyonu ücretsiz yapmanıza izin verir. Ancak süresi dolmadan bilet alınmazsa rezervasyon iptal edilir.
Bazı firmalar ise rezervasyonu ücretli hizmet gibi sunar ya da ödeme yapılmadan iptal etmez. Bu yüzden “ücretsiz rezervasyon” ibaresini mutlaka arayın.
Ama işin aslı teknik değil; işin aslı şu:
Rezervasyon yaparken neyi bekliyorsunuz? Kimi bekliyorsunuz? Ve gerçekten bir yere gitmek mi, yoksa biriyle bir şey yaşamak mı istiyorsunuz?
---
Siz Ne Dersiniz Forumdaşlar?
Bu hikâye, sadece rezervasyon değil; birlikte karar vermenin, hislerle aklın buluşmasının hikâyesi.
Sizce ilişkilerde bu denge nasıl kurulmalı?
Planlayan mı haklı, hisseden mi?
Rezervasyon gibi küçük görünen kararlar bile, hayatın içinde nasıl bir anlam kazanıyor?
Siz de böyle “küçük ama anlamlı” sorularda büyük farklar yaşayan oldunuz mu?
Yorumlarda bekliyorum. Hikâyelerimizi paylaşmak için buradayız. Belki bir sonraki yolculuk, kelimelerle başlar…
Selam forumdaşlar,
Bugün size basit bir sorunun peşinden giderken karşılaştığım, içimi ısıtan ama bir yandan da düşündüren bir hikâyeyi anlatmak istiyorum: “Uçak rezervasyonu ücretli mi?”
Biliyorum, bu soru normalde müşteri hizmetlerine sorulup 3 saniyede alınan bir yanıt olabilir. Ama bazen sorular cevaptan çok daha fazlasını taşır. Çünkü bu soruyu soran kişiyle, bu soruya verilen yanıt arasında bir hikâye varsa, işte orada hayat başlar.
Bu hikâye, iki farklı yaklaşımı temsil eden iki güzel insanın—biri çözüm odaklı bir mühendis, diğeri duygusal zekâsı yüksek bir sosyal hizmet uzmanının—gözünden anlatılıyor. Belki siz de kendinizden bir şeyler bulursunuz.
---
Ali: Planlayan, Hesaplayan, Kafası Sürekli Meşgul
Ali, otuzlarının başında, Ankara’da bir teknoloji firmasında çalışan bir sistem mühendisi. Hayatı Excel tabloları gibi: düzenli, sütunlara ayrılmış, filtrelenmiş. Tatil planları yaparken bile Google Sheets’te karşılaştırmalı analiz yapıyor.
Sevgilisi Zeynep'le ilk yurtdışı tatilini planlıyorlar. Paris’e gitmeyi düşünüyorlar ama Ali'nin zihninde bin bir hesap:
- Bilet fiyatları ne zaman düşer?
- Aktarmalı mı, direkt mi daha ekonomik?
- Uçak rezervasyonu ücretsiz mi, yoksa “şirketlerin gizli kazanç taktiği” mi var işin içinde?
Bir gece, uçak biletlerine bakarken Zeynep’e dönüp ciddi bir ses tonuyla soruyor:
“Bak, bu rezervasyonu yaparsam ücret alıyorlar mı? Hani bazı siteler tutar, sonra karttan para çeker ya gizliden…”
---
Zeynep: Hissettiğiyle Bağ Kuran, İnsana Dokunan
Zeynep ise Ali’nin tam zıddı. İnsan odaklı bir dünyası var. Sosyal hizmet uzmanı. İşi gereği her gün onlarca farklı insanın hikâyesine şahit oluyor. Rezervasyonun ücretli olup olmamasından çok, bu tatilin onlara ne hissettireceğiyle ilgileniyor.
Gülümsüyor, Ali’ye yaklaşıyor.
“Ali... o kadar şey düşünüp yorma kendini. Bu tatili birlikte planlıyoruz ya, bana en güzel kısmı o.”
Ali içten içe rahatlıyor. Ama “veri doğrulaması” da yapmadan duramıyor. Siteleri tarıyor, müşteri yorumlarını okuyor, havayollarının rezervasyon politikalarını kıyaslıyor. Nihayet bir sonuç çıkıyor:
Bazı firmalarda rezervasyon ücretsiz; bazıları ise rezervasyon adı altında ücreti hemen kesiyor ya da zaman aşımı sonrası otomatik biletleme yapıyor.
Ama Zeynep hâlâ onun yüzüne bakıyor, ekranın değil. Çünkü Zeynep için o rezervasyon, sadece bir işlem değil.
Birlikte gidecekleri ilk şehir, birlikte yaşayacakları ilk yabancı sokak, ilk yabancı kafe, ilk uçak koltuğu.
---
Birlikte Verilen Karar: Bilgiyi Hisle Birleştirmek
Ali, sonunda en uygun havayolunu buluyor. Online rezervasyon formuna giriyor. “Rezervasyon ücretsizdir, 24 saat içinde ödeme yapılmazsa iptal edilir” yazıyor.
Başını kaldırıp Zeynep’e dönüyor:
“Tamam, rezervasyonu şimdi yapıyorum. Ücretsizmiş. Ama 24 saatte bilet almazsak boşa gidecek.”
Zeynep gözlerini kısarak soruyor:
“Boşa mı gidecek, yoksa belki de gitmesi gereken bir plandı mıydı?”
Ali ilk kez durup düşünüyor. Zeynep’in kastettiği şey, plan değil, hayatın akışı. Her şeyin planla gitmediği, ama hissederek yaşandığında daha anlamlı olduğu gerçeği.
Ve o anda karar veriyorlar:
- Rezervasyonu yapıyorlar.
- 3 saat içinde bileti de alıyorlar.
- Paris biletleri ellerinde, ama en değerli şey bilet değil: birlikte verdikleri karar.
---
Uçak Rezervasyonu Gerçekten Ücretli mi?
Kısa ve teknik cevap:


Ama işin aslı teknik değil; işin aslı şu:
Rezervasyon yaparken neyi bekliyorsunuz? Kimi bekliyorsunuz? Ve gerçekten bir yere gitmek mi, yoksa biriyle bir şey yaşamak mı istiyorsunuz?
---
Siz Ne Dersiniz Forumdaşlar?
Bu hikâye, sadece rezervasyon değil; birlikte karar vermenin, hislerle aklın buluşmasının hikâyesi.
Sizce ilişkilerde bu denge nasıl kurulmalı?
Planlayan mı haklı, hisseden mi?
Rezervasyon gibi küçük görünen kararlar bile, hayatın içinde nasıl bir anlam kazanıyor?
Siz de böyle “küçük ama anlamlı” sorularda büyük farklar yaşayan oldunuz mu?
Yorumlarda bekliyorum. Hikâyelerimizi paylaşmak için buradayız. Belki bir sonraki yolculuk, kelimelerle başlar…