2019 yılı ile ömrümüze giren ve hala varlığını devam ettiren Covid-19 salgını, bilmediğimiz tahminen de hiç duymadığımız farklı kavramları da birlikteinde getirdi ve getirmeye de devam ediyor. İşte onlardan biri de “Mağara Sendromu”.
Bir bu eksikti söylemiş olduğinizi duyar üzereyim.
Yaklaşık iki yıldır varlığını devam ettiren Covid-19 salgını hayatımızda bir kadro değişikliklere tahminen de yeniliklere niye oldu. Evvel hiç duymadığımız ve tesirlerinin neler olabileceğini bilmediğimiz bir hastalığın tasasını yaşadık. Akabinde ömrümüzde var olmayan zorunluluklar başladı maske, toplumsal uzaklık, sokağa çıkma yasağı… Neler oluyor anlayamazken kayıpları, hastalığın tesirlerini, belirtilerini duymaya başladık. Tahminen en yakınlarımızdan kayıplar yaşadık tahminen de ben de olursam kaygısı ile kendimizi ziyadesiyle yıprattık. Nihayet aşı ve aşılanma oranı ile yavaş yavaş eski olağana yaklaştığımızı hissetmeye başladık. tekrar eski günlerdeki üzere elbette belirli önlemler eşliğinde dışarı çıkmaya, sevdiklerimizle buluşmaya, görüşmeye başladık. Fakat eski günlere dönüş fikri kimileri için heyecanlı gelse de, bazıları için yeni bir telaş ve dert niçini oldu.
Gerçekten bu denli vakit daha sonra, telaştan, tasadan tahminen de kayıplarımızdan daha sonra her şey eskisi üzere olabilecek mi? hiç bir şey olmamış yaşanmamış üzere hayatımıza birebir biçimde kaldığımız yerden devam edebilecek miyiz?
İşte tam da bu sorular ile telaş duyarken, Amerika Psikoloji Birliği’nin yaptığı bir çalışmaya bakılırsa, çalışmaya katılan aşı yaptırmış yetişkinlerin %48’inin toplumsal yaşama dönme konusunda kaygılı oldukları görülmüş. Scientific American Bilim Mecmuası’nda yayınlanan bir makaleye bakılırsa ise bireylerin ikinci doz aşılarını olduktan daha sonra onlara eski hayatlarına dönebileceklerinin söylenmesinin akabinde aslında bu haberin bireyleri keyifli etmediği bilakis kaygılandırdığı, endişelendirdiği görülmüş. Hatta eskiye dönmenin, dışarı çıkmanın kanısının bile bireylerde telaşa niye olduğu fark edilmiş.
Yasakların bitmiş bulunmasına karşın hala dışarı çıkma konusunda, toplumsal hayata, ortamlara dönme konusunda hissedilen telaş ve derde “Mağara Sendromu” denmektedir. Lakin “Mağara Sendromu” psikiyatrik bir teşhis değildir. Pandemi ile birlikte doğan ve bireylerde oluşan ağır tasayı ve topluma karışma noktasında duyulan tasayı açıklamak için kullanılan bir tanımlamadır.
Aslında Covid-19 daha sonrası gelen yasaklar bazıları için birtakım olumlu sonuçlarda doğurmuştur. Pandemi hem toplumsal ömürde birebir vakitte iş ömründe pek hayli değişikliklere niye olmuştur. Pandemi ile birlikte başlayan konuttan çalışma hayatı, bazıları için daha yararlı olarak algılanmış ve daha şad edici olmuştur. Mecburî her sabah işe gidiş ve dönüşün olmaması, yolda geçirilen vaktin farklı biçimlerde daha hoş kıymetlendirilebilir olması, zarurî toplantıların online yapılabilmesi ve
belki de her gün ne giyeceğim kanısının olmaması ve bunun için de artı bir vaktin harcanıyor olmaması… Ayrıyeten her gün ne giyeceğim kaygısının olmaması İş dünyasının yanı sıra özel hayatlarda da pek hayli şeyin hatta neredeyse her şeyin online olarak ulaşılabilir ve satın alınabilir olması rahatlık açısından bireylerde cezbedici olmuştur. Bu niçinle eskiye dönüş fikri bazıları için bu rahat şartların tekrar eskisi üzere değişebilecek olması konusunda gerilim yaratabilmektedir.
Kimileri için ise bunlardan epey daha bağımsız olarak iki doz aşılarını olmalarına karşın dışarının inançsız olduğu, riskli olduğu ve her an virüsün bulaşabilecek olması tasasını barındırıyor. Toplum ortasında, kalabalık yerlerde virüs kapma ihtimali ve birlikteinde olabilecek mevt korkusu bireylerin konuttan çıkma ve toplumsal ortamlara katılma noktasında daha telaşlı olmalarına niye olabiliyor. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar eski olağana dönüşün fazlaca da kolay olmayacağını ve insanların yeni edindikleri alışkanlıkları bırakmalarının epey sıkıntı olacağını gösteriyor.
Peki şayet “Mağara Sendromu” yaşıyorsam ne yapmalıyım?
İşte tam bu noktada evvela sabırlı olmanız gerektiğini ve yalnız olmadığınızı unutmayın. Uzun bir ortadan daha sonra, tahminen de kayıplarınızdan daha sonra, tahminen de Covid-19 hastalığına yakalandıktan daha sonra bu denli tasayı yaşadıktan ve meskende durduktan daha sonra şüphesiz ki kaygılanıyor olabilirsiniz. hiç bir vakit tıpkı olaya herkes birebir yansıyı vermek zorunda değildir. Bazıları tıpkı olayı fazlaca düşünürken bazıları üzerinde bile durmayabilir. Bu her insanın farklı mizaçta, karakterde olduğunu farklı yaşantılardan geldiğini gösterir ve olağan olarak ki bu olağandır. Değerli olan karşılaştığımız durumla baş etmek için neler yaptığımız, yapacağımızdır.
Öncelikle şayet burada okuduğunuz üzere dışarı çıkma konusunda epey dert yaşadığınızı düşünüyorsanız kendinize vakit tanıyın ve bunu adım adım yapmayı deneyin. Bir anda hayli kalabalık ortamlara girerek şüphesiz kendinizi zorlamayın ancak hiç dışarı çıkmayarak pes de etmeyin. Size en kolay gelenden en sıkıntı olana yanlışsız adımlara başlayın. Tüm uğraşlarınıza karşın telaşlarınız azalmıyor ve üstesinden gelemeyeceğinizi düşünüyorsanız bir uzman takviyesine başvurmalısınız.
Bir bu eksikti söylemiş olduğinizi duyar üzereyim.
Yaklaşık iki yıldır varlığını devam ettiren Covid-19 salgını hayatımızda bir kadro değişikliklere tahminen de yeniliklere niye oldu. Evvel hiç duymadığımız ve tesirlerinin neler olabileceğini bilmediğimiz bir hastalığın tasasını yaşadık. Akabinde ömrümüzde var olmayan zorunluluklar başladı maske, toplumsal uzaklık, sokağa çıkma yasağı… Neler oluyor anlayamazken kayıpları, hastalığın tesirlerini, belirtilerini duymaya başladık. Tahminen en yakınlarımızdan kayıplar yaşadık tahminen de ben de olursam kaygısı ile kendimizi ziyadesiyle yıprattık. Nihayet aşı ve aşılanma oranı ile yavaş yavaş eski olağana yaklaştığımızı hissetmeye başladık. tekrar eski günlerdeki üzere elbette belirli önlemler eşliğinde dışarı çıkmaya, sevdiklerimizle buluşmaya, görüşmeye başladık. Fakat eski günlere dönüş fikri kimileri için heyecanlı gelse de, bazıları için yeni bir telaş ve dert niçini oldu.
Gerçekten bu denli vakit daha sonra, telaştan, tasadan tahminen de kayıplarımızdan daha sonra her şey eskisi üzere olabilecek mi? hiç bir şey olmamış yaşanmamış üzere hayatımıza birebir biçimde kaldığımız yerden devam edebilecek miyiz?
İşte tam da bu sorular ile telaş duyarken, Amerika Psikoloji Birliği’nin yaptığı bir çalışmaya bakılırsa, çalışmaya katılan aşı yaptırmış yetişkinlerin %48’inin toplumsal yaşama dönme konusunda kaygılı oldukları görülmüş. Scientific American Bilim Mecmuası’nda yayınlanan bir makaleye bakılırsa ise bireylerin ikinci doz aşılarını olduktan daha sonra onlara eski hayatlarına dönebileceklerinin söylenmesinin akabinde aslında bu haberin bireyleri keyifli etmediği bilakis kaygılandırdığı, endişelendirdiği görülmüş. Hatta eskiye dönmenin, dışarı çıkmanın kanısının bile bireylerde telaşa niye olduğu fark edilmiş.
Yasakların bitmiş bulunmasına karşın hala dışarı çıkma konusunda, toplumsal hayata, ortamlara dönme konusunda hissedilen telaş ve derde “Mağara Sendromu” denmektedir. Lakin “Mağara Sendromu” psikiyatrik bir teşhis değildir. Pandemi ile birlikte doğan ve bireylerde oluşan ağır tasayı ve topluma karışma noktasında duyulan tasayı açıklamak için kullanılan bir tanımlamadır.
Aslında Covid-19 daha sonrası gelen yasaklar bazıları için birtakım olumlu sonuçlarda doğurmuştur. Pandemi hem toplumsal ömürde birebir vakitte iş ömründe pek hayli değişikliklere niye olmuştur. Pandemi ile birlikte başlayan konuttan çalışma hayatı, bazıları için daha yararlı olarak algılanmış ve daha şad edici olmuştur. Mecburî her sabah işe gidiş ve dönüşün olmaması, yolda geçirilen vaktin farklı biçimlerde daha hoş kıymetlendirilebilir olması, zarurî toplantıların online yapılabilmesi ve
belki de her gün ne giyeceğim kanısının olmaması ve bunun için de artı bir vaktin harcanıyor olmaması… Ayrıyeten her gün ne giyeceğim kaygısının olmaması İş dünyasının yanı sıra özel hayatlarda da pek hayli şeyin hatta neredeyse her şeyin online olarak ulaşılabilir ve satın alınabilir olması rahatlık açısından bireylerde cezbedici olmuştur. Bu niçinle eskiye dönüş fikri bazıları için bu rahat şartların tekrar eskisi üzere değişebilecek olması konusunda gerilim yaratabilmektedir.
Kimileri için ise bunlardan epey daha bağımsız olarak iki doz aşılarını olmalarına karşın dışarının inançsız olduğu, riskli olduğu ve her an virüsün bulaşabilecek olması tasasını barındırıyor. Toplum ortasında, kalabalık yerlerde virüs kapma ihtimali ve birlikteinde olabilecek mevt korkusu bireylerin konuttan çıkma ve toplumsal ortamlara katılma noktasında daha telaşlı olmalarına niye olabiliyor. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar eski olağana dönüşün fazlaca da kolay olmayacağını ve insanların yeni edindikleri alışkanlıkları bırakmalarının epey sıkıntı olacağını gösteriyor.
Peki şayet “Mağara Sendromu” yaşıyorsam ne yapmalıyım?
İşte tam bu noktada evvela sabırlı olmanız gerektiğini ve yalnız olmadığınızı unutmayın. Uzun bir ortadan daha sonra, tahminen de kayıplarınızdan daha sonra, tahminen de Covid-19 hastalığına yakalandıktan daha sonra bu denli tasayı yaşadıktan ve meskende durduktan daha sonra şüphesiz ki kaygılanıyor olabilirsiniz. hiç bir vakit tıpkı olaya herkes birebir yansıyı vermek zorunda değildir. Bazıları tıpkı olayı fazlaca düşünürken bazıları üzerinde bile durmayabilir. Bu her insanın farklı mizaçta, karakterde olduğunu farklı yaşantılardan geldiğini gösterir ve olağan olarak ki bu olağandır. Değerli olan karşılaştığımız durumla baş etmek için neler yaptığımız, yapacağımızdır.
Öncelikle şayet burada okuduğunuz üzere dışarı çıkma konusunda epey dert yaşadığınızı düşünüyorsanız kendinize vakit tanıyın ve bunu adım adım yapmayı deneyin. Bir anda hayli kalabalık ortamlara girerek şüphesiz kendinizi zorlamayın ancak hiç dışarı çıkmayarak pes de etmeyin. Size en kolay gelenden en sıkıntı olana yanlışsız adımlara başlayın. Tüm uğraşlarınıza karşın telaşlarınız azalmıyor ve üstesinden gelemeyeceğinizi düşünüyorsanız bir uzman takviyesine başvurmalısınız.