Can sıkıntısı her zaman endişe verici bir işaret değildir

Beykozlu

New member
Sıkılmak hoş bir ruh hali değildir; o kadar ki, bundan kurtulmak ve yeni uyaranlar bulmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya yönlendiriliriz. Partnerimizle paylaşıldığı halde bu duygunun her iki partneri de aynı şekilde ve aynı yönde hareket ettirmediğini fark ettiğimizde bu, ilişkinin sağlığı konusunda bir alarm ziline dönüşür. Rahatsızlığımıza karşı sağır olabilir, bize ilgisizliğini hissettirebilir ya da yeni uyaran arayışındaki girişimlerimizi kötü deneyimleyebilir ve bunları sebepsiz yere bir baş belası ya da huzursuzluk belirtisi olarak görebilir. Bu durumda ne yazık ki çoğu zaman birbirimizden uzaklaşırız ve ilişki onarılamaz biçimde zarar görür. Bir çiftte can sıkıntısının kötü bir işaret olabileceği başka bir durum, kendimizi “normal” ve huzurlu bir ilişkiyle sıkıcı bir ilişkiyi karıştırırken bulduğumuzda ortaya çıkabilir. Bu, bir dizi çalkantılı ve hatta zehirli ilişkinin ardından ilk kez istikrarlı ve güvenli bir ilişki yaşıyorsak (ya da uzun bir süre sonra yeniden yaşıyorsak) gerçekleşebilir: eğer son yıllardaki aşk hikayelerimiz bizi her zaman belirsizlik içinde, sürekli bir belirsizlik içinde tuttuysa. Duyguların dalgalanması ve tatmin ile hayal kırıklığı arasında inişli çıkışlı bir gidişat, görünüşe göre ve neyse ki hiçbir şeyin olmamış gibi göründüğü dengeli bir hikayenin sükunetini artık takdir edemeyebiliriz. Bu aslında bir şeylerin ters gittiğinin işaretidir ama ilişkide değil, kendimizde. Son olarak, eğer can sıkıntısı çiftin ilişkisi için başlı başına bir risk değilse, rahatsızlık kronikleşmeden önce bundan kurtulmak ve üstesinden gelmek için hiçbir şey yapmamak yine de tehlikelidir.
 
Üst